thirdwave

Codeberg Main

Rusya

Bu yazimizda Parag Khanna tarafindan yazilan The Second World (Ikinci Dunya) adli kitaba atif yaparak yazarin dunya ve agirlikla Rusya ile ilgili analizlerini aktaracagiz.Khanna'nin kitabindaki ana model sudur: Artik dunyada uc super guc vardir, ayni zamanda dunya ulkeleri, cogumuza onceden tanidik gelebilecek, birinci, ikinci ve ucuncu dunya ulkeleri olarak birbirinden ayrilmaktadir. Super guc olmaniz icin illa birinci dunya ulkesi olmaniz gerekmiyor, Khanna'nin modeline gore su anki mevcut uc super guc olan Amerika, Avrupa ve Cin arasindaki Cin, ikinci dunya ulkesidir ama ayni zamanda bir super guc haline gelmistir. Dunyadaki yeni cekisme, bu uc super gucun ikinci dunya ulkeleri uzerinde nufuz kazanma yarisidir (ki, kitabin ismi de bu onemli cekismeyi yansitacak sekilde secilmistir).Birici dunya ulkeleri OECD listesindeki ulkelerdir (istisna olarak Turkiye ve Meksika OECD listeinde olmalarina ragmen Khanna'ya gore birinci degil ikinci dunya kategorisine aitlerdir). Ikinci dunya aslinda bir karma kategoridir - nufuslarinin bir bolumu birinci diger bolumu ucuncu dunyada yasayan ulkeler ikinci dunya kategorisine alinmaktadir ve kategorinin buyuk cogunlugunu eski Sovyet uydu ulkeleri olusturmaktadir.

Bu tarif ve bir onceki Turkiye kategorizasyonu bizi ilginc baska bir analize daha suruklemektedir - Turkiye Sovyet boyundurugunda yasamamis olmasina ragmen sanki bir demirperde gecmisi yasamis gibidir; NATO uyeligine ragmen halen ikinci dunyadadir.Rusya'ya gelelim:Rusya, Sovyet imparatorlugunun yikilmasindan sonra yeni bir dinamigi dogal kaynaklari uzerinden yakalamistir. 2000'de $10 milyar dolarlik bir sirket olan devlet dogal gaz ureticisi Gazprom, 2006'da $300 milyar dolarlik bir sirket haline gelmistir. Bu durum, herkesin ihtiyaci olan bir maddeye sahip olan Rusya'nin dis politikasini derinden etkilemistir. Gunumuzde Rus diplomasisi artik Gazprom diplomasisi ile esanlamlidir. Gazprom hem Rusya'nin en zengin sirketi, ama ayni zamanda sehirlerde ve tasrada en cok gayrimenkula sahip tesekkulu, hastaneler, yollar yaptiran bir garip olusum olarak devlet icinde devlet haline gelmistir. Rusya'nin yeni baskani Medvedev, Gazprom sirketinin eski CEO'sudur! Bu ve petroldeki kazanclari, Rusya'yi tipik bir petrokrasi havasina burundurmeye baslamistir. Asiri devlet harcamalari, dengesiz gelismislik ve vergisine ihtiyac duyulmayan vatandaslarin dinlenmedigi bir ortam ortaya cikmaktadir. Rus vatandaslarinin ucte ikisi fakirlik sinirindadir ve her kis gelen soguk dalgasinda olen insanlarin aileleri, bu kadar dogal gaz satan bir ulkenin nasil olup ta kendi apartmanlarini isitamadigini merak etmektedirler.Bu ulke, cok buyuk yuzolcumu yuzunden ne Avrupa, ne ABD, ne de Cin tarafindan guclenmesi istenen bir ulkedir.

Ulke ayni zamanda gelecek tezahuru acisindan ortadan bolunmus bir goruntudedir, bu bolunme bir nevi ulkenin 19. yuzyilda yasadigi Slavcilar ve Batililasmacilar arasindaki cekismeyi andirmaktadir. Yeni gruplasma Avrasyacilar ve Atlantikciler arasindadir ve su anda yonetimde olan anlayis (Putin, Medyedev) Avrasyacidir. Avrasyacilik, Rusya'nin "yakin bolgelerini" guvenlik altinda tutmasini savunur, Orta Asya ve Kafkaslar kontrol altinda tutulmalidir. Diger yandan, tarihi ve cografik sebeplerden Rusya ile Cin birbirinin ezeli rakibidir. Rusya'nin topraklarinda olan Uzakdogu Asya / Siberya'daki engin dogal kaynaklar, Rusya'nin bu topraklari dolduracak nufusunu olmayisi ve hemen yanindaki Cin'in asiri nufusu sebebiyle Cin'in agzini sulandirmaktadir. Bu bolge ileride iki ulke arasinda buyuk cekisme konusu olacaktir. Fakat Khanna'ya gore bu savas Rusya icin baslamadan coktan kaybedilmistir. Cin insaat sirketleri, isgucu gocu, kacak giris uzerinden simdiden baslamis olan bu istila, ileride askeri havaya burunup durdurulamaz hale gelebilecektir. Rusya bu duruma karsi Japonya ile yakinlasmayi gundeme getirmis ve savas senaryolarina Siberya'nin dogusundaki petrol zengini Shaklin Adasi'ni Cin'in "ele gecirmesinden" sonra, Cin'e yapilacak misilleme baglaminda taktik bir nukleer bombanin atilmasi gibi bir senaryoyu bile dahil etmistir. "Sari tehlike" ciddiye alinmaktadir.Avrupa ile Rusya arasinda enerji ithal/ihraci baglaminda ciddi bir baglanti vardir, fakat bu baglanti "Rusya'nin Avrupa'yi rehin tuttugu" yorumunu dogrulayacak kadar fazla degildir. Aslinda baglanti diger yonde sayilabilir;

Oncelikle Rusya kendini besleyen eli isiracak durumda degildir, AB bir yanda hizla enerji kaynaklarini cesitlendirmektedir (diversify), diger yandan Rusya'da dogru durust isleyen her turlu alet edevat neredeyse tamamen AB'den ithaldir. Bu AB'nin Rusya'ya olan ihtiyacini dengelemektedir. Ayrica Baltik ulkeleri AB ile iliskilerini Rusya karsi cikmasina ragmen surdurmusler ve arttirmislardir. Sinir problemi olan ulkelerin AB'ye alinmamasi desturunu kullanip, Estonia'nin AB'ye girmesini engellemek icin sinir problemini cozmekte ayak direyen Rusya'ya ragmen, Estonya, diaspora lobileri, sivil toplum orgutlerinin kampanyalari, yatirimci cekmek icin degistirilen kanunlar sayesinde Rusya'yi ekarte ederek (outmaneuver), AB'yi kendinden beklenmeyecek sekilde kivrak olmaya ikna etmis, ve sinir problemlerine ragmen AB'yi kendisi ile uyelik muzakerelerine baslatmasini saglamistir [2].Rusya'nin dunya diplomasi platformundeki gucu su anda tamamen "eskiden kalan artiklara" dayanmaktadir. Bir espriye gore, Rusya eger uyesi oldugu onemli uluslararasi toplantilara gelmeyi unutsa, ya da toplanti sirasinda sandalyesinden dusse, kimsenin ruhu duymayacaktir, ve toplantida alinan hicbir karar farkli cikmayacaktir. Khanna'ya gore Rusya'nin super guc gunleri artik bitmistir, dunyanin en buyuk petrol devleti olmasina ragmen ekonomisi Fransa'dan bile daha kucuktur. Bu ulkenin gelecegi, buyuk ihtimalle AB'nin, yakin iliskisi uzerinden, Rusya'yi kendisinden kurtaracagi ve batisindan baslayarak donusturecegi bir senaryoda cozum bulabilir, fakat her halukarda cok ileri tarihte aynen bugunku yuzolcumu ile ayakta durabilen bir Rusya'nin olabilecegi suphelidir.Genel HavaABD uluslararasi iliskiler cevresinde, her yerde oldugu gibi, bazi genel egilimler ve gruplasmalar vardir; Buna gore Khanna'nin Avrupamerkezci bir okuldan geldigi soylenebilir. Bunu iyi ya da kotu olarak soylemiyorum, bu sadece bir gozlemdir. Khanna'ya gore temel olarak alinmasi gereken durtu, insanlarin "daha iyiyi" istemesi, "daha saglam bir duzeni" aramasidir. Ayrica Khanna, etrafa "buyuk gucler" merceginden bakmak isteyen bir dusunur; Bunlari yanyana koyunca, AB gibi "daha iyi standartlari" mujdeleyen bir olusum, hakikaten cekici gelmektedir. Bunlarin da ustune dunyadaki en onemli stratejik savasin "ikinci dunya uzerindeki nufuz savasi" oldugunu (ona gore) eklerseniz, AB'nin Khanna'ya cekici yani iste burada ortaya cikmaktadir.Bu blog'da isledigimiz temel degistirici kuvvet, teknoloji ve uretim seklidir.

Biz buyuk gruplasmalar yerine, birey/bolge/sehir etrafindaki bir gelecegi tezahur ediyoruz. Alttan fokurdayan esas kuvvet bizce budur. Biz alttan yukari (bottom-up) bakiyoruz, Khanna yukaridan asagi (top-down) bakiyor. Fakat kisa vadede Khanna'nin gorusleri kullanilabilir; Zaten genel gorus tutmayacak olsa bile, bu gorusu desteklemek icin verilen yan bilgiler cok degerlidir - Rusya'nin ekonomik, stratejik konumu hakkinda paylasilanlar onemlidir ve dogrudur. Rusya hakikaten super guc konumunu kaybetmis, siliklesmeye baslamis bir ulkedir.Dunyaya Khanna gibi kuresellesme, "buyuk gucler" merceginden bakmanin Turkiye'deki subesi Mahir Kaynak sayilabilir. Tabii ki Khanna cok daha saglam donanimli, Kaynak, Rusya'nin guc kaybedisine hala uyanmamis gozukuyor. Buradaki bir sebep eski aliskanliklarin kolay olmemesinde yatiyor olabilir.The Second World kitabini siddetle tavsiye ediyorum: Kitabin onemli buldugu ikinci dunya ulkelerine ayri bir bolum verilmis ve Turkiye bu bolumlerden biri. Khanna, hakkinda yazdigi her ulkede uzun zaman gecirmis, ve "ulkeyi, o ulkede yasiyanlarin gozunden gormeden oradan ayrilmadim" diyor. Turkiye hakkinda paylasilan ilginc anektodlardan, mesela Bulgaristan'in artik neredeyse Istanbul'un bir ilcesi haline gelmis olmasi, ve zirt pirt oraya giden Turkiyeliler tarafindan Bulgaristan'a Istanbulgaristan isminin takilmasi! Bazi abartili buldugum ifadeler de var: AB sermayesinin Turkiye'nin bina manzarasini / ufuk cizgisini (skyline) yeniden insa ettigi mesela! Bunun hakkinda kanaati okuyuculara birakiyorum.Khanna, Charlie Rose ile yaptigi bir soylesi programinda etkilendigi dusunurlerden Brezinski (Obama'nin disisleri danismani) ve neocon Robert Kagan'i [4] gosterdi. Bu arada Khanna, Obama kampanyasina danismanlik yapmis (sadece tekil birkac, "the Stans" denilen [3] ulkeler icin...) Gorus olarak Brezinski etkisi daha agir basiyor gibi gozukuyor.-----[1] Khanna, Parag, The Second World: Empires and Influence in the New Global Order, 2008[2] Burada Turkiye'nin Kibris sorunu ile paralellik kurmamak neredeyse imkansiz. Turkiye orneginde Rusya yerine Turkiye devletci/otoriter yapilanmayi dusunebiliriz, fakat bu yapilanmanin sansina, AKP disislerinin kurguladigi referendum uzerinden Turkiye en azindan ufak bir koz kazanarak, aslinda otarsist takipcilerinin dunya capinda karizmasini cizdirmesini engellemistir.[3] Buradaki espri, Uzbekistan, Kazakistan gibi ulkelerin isminin "stan" ile bitiyor olmasi ve "Stans" derken sanki komsu aileden bahsediyor gibi, Smiths (Smith ailesi) der gibi mesela, bir kelimenin kullanilmis olmasi.[4] Kagan'in ilginc bir yorumu sudur: AB'nin hep sahip oldugu soylendigi "yumusak guc" ile dalga gecer: "ABD'nin sert gucu etrafta olmasa, AB'nin yumusak gucu ne ise yarardi?" der. Buna karsi biz de diyoruz ki, ABD'nin sert gucunun olmadigi durum (simdilik) var mi ki, bunun olmamasi bir arguman noktasi olarak kullaniliyor? Bu nasil olsa olacaksa, o zaman arada AB kendine "genisleme" uzerinden bir alici piyasasi bulabilecektir. Yani Kagan'a katilmiyoruz. Herhalde Khanna da ayni fikirdedir.