thirdwave

Codeberg Main

Demagoji ve Marks

Ludwig von Mises, Sosyalizm, sf. 511-2

Marksistler için Karl Marx'ın üstün başarısı, onun prolateryayı sınıf bilinci doğrultusunda harekete geçirmesi hakikatinde yatmaktadır. O yazmadan önce, sosyalist fikirler, ütopyacıların yazılarında ve onların havarilerinden mütessekkil dar çevrelerde akademik bir varlığa rehberlik etmişti. "Bu fikirleri, o zamana kadar sadece adı bir burjuva amaçlı olan devrimci bir işçi hareketiyle bir araya getirerek Marx", der Marksistler, "proloteryan hareketin temellerini oluşturdu". Bu hareket, onların inancına göre, tarihi görevini, yani sosyalist toplum düzeninin kurulmasına başarana kadar varlığını sürdürecektir.

Marx'ın kapitalist toplumun dinamik kanunlarını keşfetmiş ve tarihi evrim teorisi yardımıyla, bu evrimin kaçınılmaz neticileri olarak modern sosyal hareketin amaçlarını tanımlamış/belirlemiş olduğu varsayılır. Proleteryanin kendisini ancak sınıf çatışmasını ortadan kaldırarak hür hale getirebileceğini, ve böylece "her bireyin hür gelişiminin herkesin hür gelişiminin şartı" olduğu bir toplumu mümkün kılabileceğini göstermiş olduğu söylenir.

Zahitçe hevesli kimseler, Marx'da dünya tarihinin kahraman şahsiyetlerinden birisini görürler; ve onu, en büyük iktisatçılar ile sosyologlar, hatta en mümtaz felsefeciler arasında sınıflandırırlar. Önyargısız gözlemci, Marx'ın çalışmasına farklı gözle bakar. Bir iktisatçı olarak Marx, özgünlükten tamamen yoksundu. O, klasik siyasi iktisatçıların bir takipçisiydi, ama siyasi bir önyargı olmaksızın esaslı iktisadi meselelere yaklaşma kabiliyetinden yoksundu. Her şeyi, ilk ve her şeyden önce, halkın zihninde yapılan tesiri dikkate alan bir tahrikçinin gözleriyle gördü. Bu konuda bile, gerçekten, özgün değildi; zira 19. yüzyılın 3'uncu ve 4'uncu on yıllarındaki bilimsel makaleleriyle anasayacılığa (chartism) giden yolu hazırlayan, "emeğin bütün ürününe sahip olma hakkı"nın İngiliz sosyalist savunucuları, bütün esaslarıyla zaten onu belirlemişlerdi. Ayrıca o, sistemini, yani Das Kapital'in ilk cildinin yayınından sonra çok geçmeden kendisini bilinir hale getiren bir dönüşüm sonrası vuku bulan, teorik iktisattaki devrimden tamamen habersiz olması talihsizliğine sahipti. Sonuç olarak Das Kapital'in takip eden ciltleri, yayımlandıkları günden itibaren, yeni bilimle temastan tamamen uzaktı. Bu, onun meftun takipçilerini özellikle güç durumda bırakan kötü şansın bir parçasıydı. Baştan itibaren onlar ustanın yazılarının verimsiz / kısır gösterileriyle yetinmek zorundaydılar. Bu sebeple değer teorisiyle bir şekilde temastan utangaç bir şekilde kaçınmışlardır. Bir sosyolog ve tarih felsefecisi olarak Marx, asla partisinin gündelik ihtiyaçları için yazan yetenekli bir tahrikçiden fazlası değildi. Maddeci (materialist) tarih mefhumu bilimsel olarak değersizdir; ayrıca Marx hiçbir zaman onu tam olarak hesaplamadı, aksine birbirine bağdaşması mümkün olmayan çeşitli şekillerde önerdi. Onun felsefi bakışı, Hegelcilerin bakışıydı. O, şimdi çoğu unutulan, diyalektik yöntemini hayatın her alanına tatbik eden zamanının pek çok yazarlarından birisiydi. İnsanlar onu bir felsefeci olarak adlandırmadan ve büyük felsefecilerle yanyana zikretmeden önce, on yıllar geçmek zorundaydı.

Bilimsel bir yazar olarak Marx; kurak, bilgiç, ukala ve ağırdı. Kendisini zeki bir şekilde ifade etme kabiliyeti, ondan esirgenmiştir. Siyasi yazılarında, güçlü etkileri ve sırf göz kamaştırıcı anti-tez ve hatırlanması kolay ibareler sayesinde, sırf kelime oyunlarıyla boşluklarını gizlediği cümleler üretir [..].

Marx'ın özgünlüğü ve tarihi önemi, siyasi teknik alanda yatar. O, işyerlerinde bir araya getirilmiş işçilerin büyük kitlelerinin sıkıca birleştirilmesiyle elde edilebilecek muazzam sosyal gücü, siyasi etkiyi fark eder ve bu kitleleri uyumlu bir hareketin içinde birleştirmek için sloganlar arar ve bulur. Başka türlü siyasete ilgisiz insanları özel mülkiyete saldırmaya yönlendiren o gerekli sözü üretir. Gücenmesini akılcılaştıran ve kıskançlıklarını ve isteklerini dünya tarihi tarafından emredilen bir görev içinde yücelten bir kurtuluş öğretisine övgü yağdırır. Onlara, tek başlarına insan ırkının geleceğini taşıyan kimseler olarak şapka çıkartarak misyonlarının bilincinin ilham eder. [Bu demagoji içinde] sosyalizmin hızla yayılışı, Hristiyanlığın yayılışıyla bile karşılaştırılmıştır.