thirdwave

Codeberg Main

Hafta 28

Bir akademisyen

[televizyonda, mealen] Charlie Chaplin'in Modern Zamanlar filmindeki [1] modernite, Nazim Hikmet'in "trrrrum, trrrrum, trrrrum! trak tiki tak! makinalasmak istiyorum!" siiri de modernite. Burada kavram kargasasi var.

Yok

Hem Chaplin, hem Hikmet endustriyel / modern cagin icinde yasiyorlar. Biri tamamiyle sanayilesmis, digeri sanayilesememis bir ulkeden. Biri onun kotu etkilerini yasamaya baslamis, onu hicvediyor, digeri sahip olmadigi bir seyi romantize ediyor -- belki ulkesinin yonetici takimi gibi "kitle imha" silahlari istemiyor ama, onun yollarini, postahanesini, telgrafini istiyor belki de.. Ama her durumda, o cagda hakim olanin, baskin olanin ne oldugu belli. Herkes ona gore mesafe aliyor.

Bu akademisyenin bu baglantiyi gormemesi tabii ki mumkun degil; gormemesi icin salak olmasi gerekir. Herhalde bir "kitlesel" kanalda oldugu icin bazi mesajlari veremiyor, ima ediyor..


Ali Bulac

[bir programda, Mehmet Altan'a cevap olarak] Cami ile kisla arasinda cekisme yoktur, bu kavramlari Bati'dan kopyaliyorsunuz.

Cekisme vardi[r]

Cekisme oldu, gun gibi ortada oldu bitti. Sebep bir tarafin modernist militarist, digerinin dini ozgurluk istekleri. Dindarlar standardize edilmeye ugrasildilar, edilemediler. Bu cekisme Bati'nin kulturel fay hatti olan Roma / Isa cekismesinin tipatip aynisi oldu. Ulkemiz Bati'nin kodlarini takip etmeye basladi, ayni yoldan geciyoruz, sadece o yolu cok arkadan takip ediyoruz.

Bu arada (hafiften konu degisikligi), Bulac modernite ile bireysellesme arasinda bir baglanti oldugunu yazip duruyor. Bunlari Marx'tan ogrenmis ama o kaynak arizali. Iflas etmis bir ideolojinin kavramlariyla digerlerini anlamaya ugrasmanin beyhudeligi ortada (kilavuzu karga olanin ..).

Bireysellesme post-modern cagda, insanlarin yeni teknolojiler uzerinden kendini bir guc olarak tarih sahnesinde gostermesiyle alakali. Islerin cogu beyaz yakali, makinalar artik Chaplin'i yutamiyor, cunku o fabrikalar otomize halde. Insanlar montaj bantinda dumduz edilemedigi icin eski yontemlerle kontrol edilemiyorlar. Baglantici Elit'e ihtiyac yok. Herkes kendi baglantisini kendisi yapiyor.


Hadi Uluengin

“Fransizlar! Başta da askerler! Darbecilere itaat etmeyi size yasaklıyorum.” İfadenin sahibi Charles de Gaulle'dir ve bundan tam elli yıl önce ağzından çıkmıştır. Çünkü Cezayir'in bağımsızlığını reddeden dört general 20 Nisan 1961 gecesi Kuzey Afrika kolonisinde darbe yapmıştı. Savaş nedeniyle de tüm Fransız ordusu Mağribi sahadaydı. Dolayısıyla Paris üzerine atlayacak paraşütçülerin Meclis'i basması an meselesiydi. Ama o Paris'teki lider mostralık değildir. Nazilere bile tek başına direnmiş de Gaulle'dür ki 21 Nisan sabahı üniformayı çektiği gibi ekran önüne çıktı ve yukarıdaki talimatı verdi. Palyaço apoletliler de kırksekiz saate yelken mayna ettiler ve divan-ı harbi boyladılar.

BU fiyasko aslında o sıra yeni gerçekleşen “transistor devrimi”nden kaynaklandı. Zira kabul, de Gaulle'nin konuşması henüz Fransa'da dahi pek az yaygın olan ekrana da yansıdı ama esas olarak ülkedeki bütün radyo istasyonları tarafından naklen yayınlandı. Tabii bir tek darbecilerin ele geçirmiş olduğu Cezayir'deki antenler hariç… Ne gam! Çünkü sahra kışlasında veya vaha garnizonunda her askerin artık pilli aparatı vardı. Sansür vız gelir, Fransa radyolarını dinleyen legalist subay ve neferler Paris'e uydular. Ve darbecilere itaat etmeyi reddederek ilk “iletişim devrimi”nin aktörleri oldular.

[T]am yarım yüzyıl önceki bu olayı şimdi yine Mağrip'ten başlayıp Maşrık'a uzanan ve halen de Suriye'yi tutuşturan çağdaş “Arap Devrimleri”nden dolayı hatırladım. [..] İşte bugün de interneti, cep telefonu veya sosyal iletişim ağıyla halen yaşanmakta olan “bilişim devrimi”, yine halen yaşanmakta olan Arap devriminin motor gücünü oluşturuyor.

Dogru

[1] Filmde makinalar Chaplin'i yutuyor, ogutuyor, vs.


Sedat Laciner

Fenerbahçe’ye kimler tuzak kuruyor? [..] Müsaadenizle bendeniz kendilerine bir parça yardımcı olmaya çalışayım: İlk şüpheliler doğal olarak ABD ve İsrail. Ülkenin yarısı Fenerbahçeli olduğuna göre Türkiye’yi zayıflatmak isteyen dış mihraklar FB’yi hedef almış olabilir.

Ilginc


Sedat Laciner

Olayların hangi noktaya varacağını şimdiden kestirebilmek güç. Ancak görünen o ki ABD Arap rejimlerini birer birer ve kontrollü olarak değiştirmeye çalışıyor. Her bir olay diğer Arap liderlerine açık bir uyarı aslında. Eğer gönüllü olarak değişmeyi kabul etmezlerse, kontrollü olarak sokak tarafından değişime zorlanacaklar.

Bu da ilginc

Komplo var ya da yok demiyoruz bu arada (FB olayinda), sadece ilginc diyoruz. Tas atmadan once kendi evini temiz tutmasi bu arkadas icin daha uygun olur. Gezilere gidip torenlerde habire aglamakla bu isler olmuyor.


Anonim

Turkiye'nin sifir sorun politikasi vardi [..] simdi Ortadogu halkina donuk politika mi var?

Halka donuk soylem hep vardi

Davutoglu'nun Stratejik Derinlik kitabinda Turkiye'nin simdiye (2000) kadar cok fazla Israil yanlisi gozuktugu, Ortadogu halkina erisemedigi ve bu sebeple bolge liderlerinin kolaylikla (mealen) "Turkiye'nin k.cina tekmeyi bastigi" saptamalari vardi. Liderler TR'yi etki alaninin disina itiyorlardi; niye? Adam zaten bogazina kadar dis etkiye batmis durumda, bir ulke daha eksik olsun, bu onun icin bir kazanc sayilirdi. Turkiye Arap halkina donuk soylemiyle (taktiksel Davos cikisi, arabuluculuk cabalari, Mavi Marmara, vs.) bolge liderleri uzerinde kendini bolgeye dahil etmeleri icin bir baski yaratmis oldu. Totaliter Kabile Rejimi filan ama, bu Arap liderleri halkindan cok korkar. Arap Sokagi denen bir kavram var sonucta. Her neyse; politika ise yaradi.

Arap Bahari caginda politikanin hala ise yarar bazi kalici etkileri var, cunku bastan beri soylem zaten halka donuktu. Ama tekrar belirtelim: Ilk politika bir "rejim degisikligi" politikasi degildi, "dahil olma" politikasiydi.

Gunun kaotik ortaminda ne takip edilir? Dinamik bir ortam, hizli kararlar vermeyi gerektiriyor muhakkak, ama halka donuk olmak hem sureklilik hem stratejik olarak dogru gozukuyor.


Anonim

The Economist niye Turkiye'ye surekli tavsiye veriyor?

Tarzı oyle

Aslinda Amerika'ya daha cok tavsiye veriyorlar. Hatta The Economist icin su tabir kullanilir: "Amerika'nın Roma'sına akıl vermeye calisan bilge Yunan [olmaya cabaliyor]".

Niye Roma? Roma emperyaldir, öküzdür (Osmanlı gibi), pek kafası calısmaz. Yunan bilimcidir, ona akıl verir, vs. Boyle bir kalıp vardir, bunu herkes bilir, gercege oldukca yakindir. Kultur kodlarina dayanan bir tarafi da var (o sebeple yanlis olabilirdi, ama degil) . Roma hakikaten öküzdür mesela (yokedilmeden once) komsulari Keltler seneye gore gunesin nerede olacagini tahmin edebilecek bilimsel seviyedeydiler. Kiyasla Romalilar takvimlerinin yanlis hesaplamasi yuzunden Agustos ortasinda bahari kutluyorlardi. Tabii Romalilar insanlari kopeklestirme sanatinda daha basariliydi, o rauntu onlar kazandi.

Peki Amerika Roma midir? Irak'i isgal ettiginde, Vietnam'a girdiginde emperyal, yayilmaci goruntuye girdigi dogrudur. Bati icinde dusunulurse ve bugunku Avrupa'ya kiyasla daha militarist olabildigi aciktir. Bu sebeple kullanilan kelime yerinde.


Anonim

Ama onlarin [Kurtleri kastediyor] hic mi sucu yok?

Olabilir

.. fakat cogunluksal ve yonetimsel olarak sorumlulugun daha fazlasi Turk tarafindadir. Eh tabii, tarihte de bir suru ornek bulup bu ornekler uzerinden morarana kadar birilerini suclayabilirsiniz, mumkundur. Mesela fi tarihinde 1800-1850 arasinda Kurt liderlerinden Mir Muhammed bolgesini genisletmistir. Bu genisleme sonrasi Mir Muhammed bir noktada Osmanli ile bir dengeli, nihai anlasmaya (modus vivendi) varabilirdi. Yapmadi. Daha da ilerledi, ve akabinde bir suru entrika, cevredeki bolgelerin katilimi, vs. ile ortadan kaldirildi [1].

Mir Muhammed niye ileri gitti? 18. yuzyilin sonunda asiret liderlerinin tamaminin Osmanli tarafindan yokedilmesi belki "daha guclu pozisyona onceden erismesi yonunde" bir itici olmustur. Bilinemez. Onceden basa gelenler sonraki hareketleri sekillendirir. Tarihte olanlar birikir, ve gunumuzdeki tercihleri belirler. Soru su: Bugun bir Kurt gecmise bakarak pozitif seyler dusunebilir mi?

Bir Amerikali zenciyi dusunelim. Gecmisine bakilirsa igrenc bir kolelik donemi vardir, sorumlusu beyaz adamdir. Fakat zenci bugun hala ulkesine bir aidiyet hissedebilir, cunku dusunur ki "hakim beyazlarin onemli bir kismi benim ozgurlugum icin savasi bile goze aldi".

Oyle degil mi? Kuzey / Guney savasinin merkezinde koleligin bitmesi vardir. Abraham Lincoln (bir Rasyonel bu arada) karari almistir, faydaci bir sekilde cat diye ise koyulmustur, savasta istedigi gibi bir komutani buluncaya kadar generallerini takir takir isten atmistir, ta ki General Grant'e gelinceye kadar. Sonrasi tarih.

Var mi bizde de bir Lincoln?

[1] A Modern History of the Kurds, David McDowall


Haber

Anayasa Mahkemesi, Kürtlere, Ermenilere, Çerkezlere, Süryanilere kendi dillerinde soyadı yasağı getiren düzenlemeyi "hukuka uygun" buldu. [..] Karar, Yüksek Mahkeme'nin başkanını dahi çileden çıkardı. Başkan "Ayrımcılık yapılıyor", Başkanvekili "Irkçılık yapılıyor" dedi; diğer üyeler ise "Ulus kimliği korunmalıdır" diyerek, yasağı savundu.

Standardizasyon

Karar modernist, gamalist bir karar olmus. Kitabina uygun.


Gercek Gundem

Başbakan Erdoğan’ın Diyarbakır’da şehit edilen 13 askere ilişkin yaptığı açıklama her zaman olduğu gibi yine çelişkilerle dolu. Medya, Başbakan’ın öfkesini üzerine çekmemek için çelişikleri göstermek yerine, gizlemeyi tercih ediyor. [..] Oysa ki; Başbakan Erdoğan’ın sözleri bir çok açıdan sorunlu. Başbakan’ın “Kürt sorunu yoktur, Kürt kökenli vatandaşlarımın sorunu vardır” sözü çok anlamsız… [..] “Pazarlığa oturmayacağız” diyor. ‘Terör’e taviz vermeyeceğini söyleyen Erdoğan, bir iki saniye önce söylediği sözü unutmuş gibi, bu kez de “PKK’nın samimiyetsizliği”nden bahsediyor. PKK’nın ‘’samimi’’ olmasını bekleyen Erdoğan, bu sözlerle terör örgütünü ‘’muhatap’’ kabul ettiğini de itiraf ediyor. [..] Görülüyor ki; Türkiye’nin en önemli sorunları arasında yer alan Kürt Sorunu’nu çözmek, AKP’ye birkaç gömlek fazla geliyor.

Olabilir

Kurt sorunu acikca soylemek gerekirse Turkiye ve yoneticileri icin tam bir test. Problem tabii ki cogunlukla "bizim tarafla" alakali ve zihinsel sablonlarin bozuklugunda gizli.. Son olaylara bakalim: 13 askerin olumunde TSK'nin kendi askerini bombaladigi soylentisi var. Diger yandan Hatip Dicle uzerinden baslayan protestoyu gundemde gommek icin elinden geleni arkasina koymayan Baglantici Elitler var. Diger yandan Erdogan'in kendi eksikleri: Profili "Cekingen Yaraticilar", cok merhametli olmalarina ve yararli amaclara hizmet etme, ve bir fark yaratma konusunda samimi bir arzuya sahip olmalarina karsin, kaybetmekten ve onun sonuclarindan korktuklari icin son derece rekabetci olma egilimine girebilirler, ki bu da onlarin asagilik komplekslerini yansitir. Tum bu bozukluklarin neresinden tutacaksin? Birilerinin atlayip sorumlulugu ALMASI LAZIM kardesim. Korkmadan.


Isci Yerine 1 Milyon Robot

Xinhuanet

Verimliliği arttırmak ve sürekli yükselen işçi masraflarını azaltmak için Tayvanlı teknoloji devi Foxconn, işçilerin bir bölümü yerine 1 milyon robot ise koyacağını duyurdu. Robotlar boya püskürtmek, kaynak yapmak ve montaj yapmak gibi rutin, basit işleri yerine getirecekler. Foxconn şu anda 10,000 robot kullanıyor, önümüzdeki sene bu rakam 300,000'e, üç sene içinde 1 milyona çıkacak.

Dünyadaki en büyük bilgisayar parça üreticisi olan Foxconn Apple, Sony ve Nokia için ürün birleştirmesi ile tanınıyor; şirket geçtiğimiz yıllarda Çin'deki devasa boyutlardaki tesislerindeki ağır çalışma koşullarından kaynaklandığı iddia edilen bir dizi işçi intiharı ile gündeme gelmişti.

Su kaynaga gore Çin çalışma koşullarına daha ağır regülasyonlar getirdikçe, işçilerin daha fazla ücret talep etmesi gündeme gelecek, ve bunun arkasından onların yerine robot işletilmesi daha karlı hale gelecek.